28 Aralık 2015 Pazartesi

Sürdürülebilirlik ve Çevre Mühendisliği

Güzel bir günden merhaba sevgili okurlarım :)

Birçok meslek grubunun alanına giren sürdürebilirlik tabii ki doğrudan Çevre Mühendislerinin de alanına girmektedir. Hatta ve hatta meslek alanımızın şimdiden hızlı bir giriş yapmış bulunmaktadır. Sonuçta sürdürülebilirlik deyince akla ilk çevre ile ilgili kavramlar geliyor fakat nedir basit cümlelerle sürdürülebilirlik? Çevre Mühendisliği ile ne alakası var?

Sürdürülebilirlik, doğal kaynakları yada bir hammaddeyi doğanın üretme hızından daha yüksek yada eşit tüketme hızını tanımlayan bir kavramdır. Bu kavramın çıkmasındaki en büyük etken Sanayi Devriminden sonra oluşan birçok çevre felaketidir.

Sürdürülebilirliğin temelinde üç konu mevcuttur. Bu üç konu; Ekonomik Sürdürülebilirlik, Sosyal Sürdürülebilirlik ve Çevresel Sürdürülebilirlik. Hepsi bir bütündür ve hepsinin var olması durumunda sürdürülebilirlik sağlanabilir. Kısaca aralarındaki ilişkiyi aşağıdaki şemadan görebilirsiniz;




Çevresel Sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkması ile Çevre Mühendislerinin etki alanları artmaya başlamıştır. Mesela;
  1. Ekolojik ayak izi kavramı,
  2. Yaşam döngüsü analizi, 
  3. Sürdürülebilir üretim ve tüketim,
  4. Sürdürülebilirlik raporu,
  5. Sürdürülebilir tarım,
  6. Sürdürülebilir gıda güvenliği,
  7. Sürdürülebilir turizm kapsamında yeşil yıldız sertifikasyonları,
  8. Yeşil bina sertifikasyonları (LEED, BREEAM, GREEN STAR, SBtool, CASBEE, C2C, DGBN, German Sustainable Building Label... listeyi uzatmak mümkün), (hatta artık okul, hastahane,endüstriyel tesisler, köprüler, altyapı sistemleri, yollar, mahalleler için bile sertifikasyonlar türemeye başladı)
  9. Kentsel geri dönüşüm,
  10. Ekoetiket,
  11. Ekoverimlilik,
  12. Ekoinovasyonlar,
  13. Endüstriyel ekoloji ve endüstriyel ekosistem,
  14. Yeşil havalimanı çalışmaları,
  15. Yeşil büyüme,
  16. Yeşil kampüs çalışmaları,
  17. Atık yönetim planı,
  18. Atık azaltma teknikleri,
  19. Geri dönüşüm,
  20. Çevre teknolojileri,
  21. Çevre yönetimi,
  22. Çevre hakkında çıkan birçok yasa, kanun ve yönetmelikler
  23. Temiz üretim,
  24. Endüstriyel simbiyoz,
  25. Su ayak izi,
  26. Enerji verimliliği,
  27. Enerji yönetimi,
  28. Atıklardan biyogaz, biyoyakıt, biyohidrojen çalışmaları
  29. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim,
  30. Entegre kirlilik önleme ve kontrolü,
  31. Çevresel Etki Değerlendirme,
  32. İş Sağlığı ve Güvenliği,
  33. Karbon ayak izi(sera gazı hesabı) hatta ilintili olarak karbon piyasası,
  34. Risk yönetimi, 
  35. ISO kalite belgeleri,
  36. Permakültür

Listeyi daha da uzatmak mümkün. Bir çoğunu ilerideki yazılarımda tek tek açacağım sevgili okurlarım :) Görüldüğü üzere aslında sahada bulunan birçok Çevre Mühendisi farkında olarak yada olmayarak sürdürülebilirliğe hizmet etmektedir.

Sürdürülebilirlikte başarıya ulaşmak için uygulanan bir kavram bulunmaktadır. "BİYOMİMİKRİ (BİYOTAKLİT)". Biyomimikri (biomimicry), 1997 yılında Janine Benyus tarafından ortaya atılan bir kavramdır ve doğadan ilham alınarak yapılan teknolojik yenilik anlamına gelmektedir.


(BİYOMİMİKRİ KAVRAMINA İSTİNADEN)

Biyomimikri doğadaki herhangi bir sistemi modelleyerek tasarımının yapılmasıdır.Yani, çözmeye çalıştığımız sorunların çözümlerini doğada arayıp bulup öğrenerek yeni çözümler üretmeyi hedeflemektedir. Bu alan birçok alana uygulanabilir. Çevre Mühendisliğinde, damlatmalı filtreler, dönen biyodisk sistemleri, anaerobik arıtma sistemleri vb sistemler bu kavrama karşılık gelen sistemlerdir.

Biyomimikri kavramı biyonik ve biyomimetik kavramı ile karıştırılmaktadır. Hatta bazı kaynaklar bu kavramların aynı şey olduğunu söylüyor fakat bu kavramlar farklıdır.


(BİYONİK TERİMİNE İSTİNADEN)

Biyonik kelimesi sibernetik bilimini içine kapsayan bir kelimedir. Çoğunlukla mühendisler ile ilişkilendirilir. Biyonik, insan vücudundaki sistemlerin yapılan taklididir. (Sinir sistemi, sindirim sistemi, iskelet sistemi, dolaşım sistemi, boşaltım sistemi, solunum sistemi, lenf sistemi, üreme sistemi gibi sistemler). Mesela cyborg'lar (yarı insan yarı makine) bunlara örnektir. Yürüyemeyen bir insana takılan biyonik bacaklar ile yürümesi, kolu olmayan insanlara yapılan biyonik kollarla ellerini kullanabilmesi (ki bunlar gerçekleşen teknolojiler) biyonik ile ilgilidir.


(BİYOMİMETİK TERİMİNE İSTİNADEN)

Biyomimetik çeşitli canlıların biyokimyasal sistemlerin taklididir. Yani bir canlının ürettiği bir kimyasalı inceleyip bu kimyasalı oluşturmaya çalışmasıdır. Mesela, Bir örümceğin yapığı ipliğin taklidini laboratuvarda oluşturulması ile süper yapıştırıcıların oluşturulması gibi. Çevre mühendisliğinden örnek verecek olursak aktif çamur sistemi biyomimetiğe örnek teşkil edebilir. C/N/P =100/5/1 oranını aktif çamur sisteminde sağlamaya çalışmak ve sistemi verimli çalıştırmak için bulunmuş bir orandır.

Kısacası bu konulara girmemin nedeni doğanın da sürdürülebilirlik stratejileri bulunmaktadır ve Çevre Mühendisleri ve diğer meslek alanında sürdürülebilirlik üzerine çalışan herkes doğayı bu konuda taklit ettiler ve etmeye devam ediyorlar (Biyomimikri). Bunlar;
  1. Geri dönüşüm / ayrıştırma: Doğada geri dönüşüm döngülerle olmaktadır. Karbon döngüsü, Azot Döngüsü, Fosfor Döngüsü, Oksijen Döngüsü ve niceleri... Bu dengeler olurken ayrıştırma da sağlanmaktadır. Mesela ağaçlardan dökülen yaprakların çürüyerek toprağa gübre olması gibi.
  2. Yenilenme ve tazelenme: Yenilenme ve tazelenme işlemlerini yine doğal döngüler sağlamaktadır. Örneğin; Oksijen döngüsü. Şimdiki teknolojilerle henüz bunun sürdürülebilir bir örneği taklit edilememiştir.
  3. Popülasyon kontrolü: Bir türün genetik özellikleri (canlılık gücü, üreme gücü, adaptasyonlar vb.) ve çevresel faktörler (ısı, nem, besin, hastalık vb.) ile doğa canlılar üzerinde popülasyon kontrolü yapmaktadır.
  4. Bir organizmanın birden fazla fonksiyonu: Bir ağacın hem besin kaynağı olması hem oksijen kaynağı olması hemde yağmuru çekmesi gibi.

NOT: Konunun genişliği beni bir hayli zorlayan nokta oldu ve umarım sizin içinde faydalı bir bölüm olmuştur.

Merve Özlem VURMAZ

24 Aralık 2015 Perşembe

Çevre Mühendisliğinde Okuyan Meslektaşlarıma :)

Merhaba Sevgili Okurlarım :)

Üniversitenin ilk yıllarında dersleri hiç kaçırmayan saatinde orada olan bir öğrenciydim hatta arkadaşlarımda benim gibilerdi :) fakat neleri kaçırdığımızı üçüncü sınıfta fark etmeye başladık.

Size tavsiyem öncelikli olarak bir öğrenci kulübüne kayıt olun. Aktif olmasa bile siz aktif etmeye çalışın. Bizlerde bir öğrenci kulübüne üye olduk fakat çıkan anlaşmazlıkları yenemedik maalesef. Bunların en büyük sebepleri üst sınıflardaki arkadaşlarımızdı. Biz onlar gibi olmayalım diye 3. sınıfta başladık birşeyler yapmaya çalışmaya nitekim başarılı olamadık ama insan ilişkilerine dair birçok şey öğrendik, nabza göre şerbet vermenin nasıl birşey olduğunu gördük.

İlk yıldan (hazırlık okusanız dahil) kongrelere, sempozyumlara katılın. Ufkunuzu genişletir ve bazı şeylere daha farklı olarak bakmaya başlarsınız. Öğrenci kongrelerine katılın mesela. Mersin Çevre Kongresi, Çevre Sorunlarına Öğrenci Yaklaşımı (ÇSÖY), İTÜ Sürdürülebilir Ekosistem Günleri, YTÜ Yeşil Sektör ve nicelerine katılın. Aynı zamanda ÇMO,MMO,EMO gibi TMMOB'un odalarının kongrelerine katılın. İZSU'nun düzenlemiş olduğu Sürdürülebilir Su Yönetimi gibi Uluslararası Kongreleri de bir görün.

Eğer Mersin Çevre Kongresi yada ÇSÖY gibi kongrelere katılacaksanız etkili sunumlar hazırlayın. Bu sizin etkili sunum teknikleri gibi konularda hem geliştirecek hemde topluluk önünde hitabet sanatının inceliklerini öğretecektir. İş yaşamında bu artıları CV'nize ekleyebilirsiniz. Sonuçta insanlar bunları öğrenebilmek için tonla para verip Etkili Sunum Teknikleri gibi sertifikalar alıyorlar.

Diğerlerine göre daha profesyonel kongrelerin size kazandırdığı en önemli artılar mesleğinizle ilgili ilk defa duyduğunuz yada çok derinlemesine bilmediğiniz konular hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Aynı zamanda okulda hiç duymadığınız ama sektöre yeni yeni gelen konular ile ufkunuzu geliştirip yeni fikirler ve projeler üretme potansiyelinizi arttıyorsunuz.

Öğrenci kulüplerine geri dönersek, bizim kulübümüz sadece Çevre Mühendisliği Öğrencileri tarafından oluşturulmuş bir kulüptü. Bu yüzden bizde mesleki anlamda birşeyler yapmaya çalıştık. Projelerimiz vardı hatta çok güzel fikirlerimiz vardı fakat bir türlü gerçekleştiremedik

Mesela;

Tüm arıtma ünitelerinin similasyonunu yapıp bölümün girişine koyarak ünitelerin çalışmasını daha iyi bir şekilde anlatmak,

Bir Çevre Mühendisi'nin bilmesi gereken programları her dönem açarak anlaşabilirsek klup üyelerine ücretsiz diğerlerine 5-10 TL gibi cüzzi ücretler ile açıp başarılı olanlara sertifika vermek,

Profesyonel kongre düzenlemek,

Bölümümüz ile başlayıp okulumuzdaki tüm binalara gri su sistemi tasarlamak ve uygulamak,

Yeşil kampüs için çalışmalar yapmak...

Ve daha niceleri vardı aklımızda. Fakat bizim klüpte herkes kararı aldı yapma aşamasında sıkıntılar çıktı. Bu tarz işlerde gerçek gönüllüleri belirlemek önemli birde herkes ne yaptı ise iyi bir iletişim ağı ile birbirine bildirmeli (basit bir whatsapp grubu bu işi çözecektir)

Başarısızlıklarımızdan ders çıkartıp yeni şeyler yapacak kadar vaktimiz olmadı malesef ama bunların hepsi o kadar güzel deneyimler oldu ki iyi ki yaşamışım. Şimdiki beni şekillendiren güzel ama acı anılar olarak kaldılar :)

Hayatımda kalkıştığım en büyük profesyonel atak Profesyonel kongre düzenlemekti. İsmi bile vardı "Yeşil Çevre Günleri"
(Not:kongre nasıl hazırlanır konusunda merak ederseniz onun hakkında da yazabilirim.)

Her neyse, gelelim yabancı dil meselesine. İngilizceniz en az intermediate ise arkadaşlarınızla kulüpte belirli günler Conversation Club (yada İngilizce kursuna gidebilirsiniz) kurabilirsiniz. Hatta herkesin okuyacağı bir makale üzerinden tartışmalar yaparak Teknik İngilizce'deki kelime dağarcığınızı arttırabilirsiniz.

Eğer okulunuza hatta bölümünüze Erasmus ile gelen yabancı öğrenciler varsa hem dil geliştirmek adına hem güzel arkadaşlıklar kurmak adına hemde gerçekten ona yardım etmek adına onun zorlandığı konularda yardımcı olmak ile başlayabilirsiniz.

Şansınız varsa Erasmus'a gidin. Erasmus bir maceradır bir hayat tarzıdır. Size verilebilecek en güzel şanstır. Erasmus'tan sonra hayata daha farklı pencerelerden bakmayı öğreneceksiniz, seyahat etmenin tüm güzelliklerini göreceksiniz, her daim yanınızda olduğunu bildiğiniz güzel dostluklar kuracaksınız, zorlukları aşmayı, kendi ayaklarınız üstünde durmayı öğreneceksiniz.

En önemli konuyu tabii ki en sona sakladım.

Her daim Atatürk'ün izinden idealist olarak gidin sevgili meslektaşlarım. Vatanımıza milletimize hayırlı gençler olup ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaralım.

Neden Dünya'da En İyi Çevre Mühendisleri biz olmayalım ki? Neden Türkiye diyince akıllara ilk olarak Mühendislik Başarılarımız gelmesin ki?

Merve Özlem VURMAZ

23 Aralık 2015 Çarşamba

Çevre Mühendisi Adaylarına

Merhaba değerli okurlarım :)

Genellikle peyzaj mimarlığı ile karıştırılır. Çevre Mühendislerinin çevre düzenlemesi ile bir alakası yoktur. Baştan belirtmek isterim.

Çevre Mühendisleri Dünya'nın görülmez Süpermenleridir, çünkü sizin için yaptıklarını ve etkilerini fark edemezsiniz.Şöyle basit bir örnek vereyim; Evinizde su olduğunda herşey yolundadır peki sular kesilince? Evinize su gelmesi için önce bir su alma yapısından geçer sonra içme suyu arıtma tesisinde sağlığa zararlı tüm kirleticilerden arınır ve su getirme yapıları ile evinize kadar ulaşır. Bunların tasarımı ve işletilmesi Çevre Mühendisi'nin görevidir.

Ülkemizde verilen Çevre Mühendisliği Eğitimi başka ülkelerde iki mühendisliğe karşılık gelir; Altyapı Mühendisliği (Sanitary Engineering), Çevre Mühendisliği (Environmental Engineering)

Altyapı Mühendisliği alanımızda,

Suyu kaynaklarından nasıl temin edeceğimizi, içme suyu arıtma tesisinde nasıl arıtacağımızı hangi ünitelerden geçeceğini, sonra evlerimizin musluğuna nasıl getireceğimizi, musluktan çıkan atıksuyu nasıl toplayacağımızı (kanalizasyon) ve bu suları nasıl arıtacağımızı, aynı zamanda endüstriyel suları nasıl arıtacağımızı, evde biriken çöplerin nasıl toplanacağını tasarladığımız, atıkların kompostlanıp gübre yapılması, katı atık yakma tesislerinin tasarımı, çöp deponi alanlarının tasarımı, fabrikaların bacasından çıkan filtrelerin tasarımı, derin deniz deşarjı tasarımı...

Kısaca Altyapı bölümümüzün babası İnşaat Mühendisliğidir.(Baba diyorum çünkü en baba dersler genellikle İnşaat tarafından aldıklarımızdı) Eğitim hayatınız boyunca bir sürü inşaat dersi ile başa çıkacaksınız. Tabi bu her üniversitede yok. Bu yüzden gitmek istediğiniz üniversitenin ders programına bakarak başta ne yapmak istediğinize karar verip gitmeniz sizin için iyi olacaktır.

Çevre Mühendisliği diye Türkçe'ye uyarlayabileceğimiz kısmının anası ise Kimya Mühendisliği ve Doğa Bilimleridir. Bu alandaki uzmanlıklarımız da şu şekilde; atığın (atıktan kastım bir fabrika bacasından çıkan bir baca gazı olabilir, atıksu numunesi olabilir, katı atık numunesi olabilir) içinde ne olduğu, nasıl analiz edildiği, bu atığın çevreye zararlarının ne olduğunu, nasıl minimum zarar ve minimum maliyetle bu işi çözeceğiniz konusunda uzmanlaştırır.

Meraklıları için:  http://www.deu.edu.tr/UploadedFiles/Birimler/5092/dersicerik.pdf derslerin ayrıntılarına bu içerikten ulaşabilirsiniz.

Çevre Mühendisliği günden güne puanı düşmekte fakat bunun sebebini henüz keşfedemedim. Kendimce sebepler buldum tabi,bölümümüzün tanınmaması bunlardan birine örnektir.

Şöyle örnek vereyim;

http://www.nkfu.com/cevre-muhendisligi-taban-puanlari-2010-2011/  2010 yılı Çevre Mühendisliklerine giriş sıralaması

http://www.basarisiralamalari.com/cevre-muhendisligi-2015-2016-basari-siralamasi-taban-puanlari/   2015 yılı Çevre Mühendisliklerine giriş sıralaması

Kısacası, yapılan alt yapı projelerinin tasarımı ve işletilmesi aynı zamanda bir atığın dünyaya en az zarar verecek şekilde bertarafını Çevre Mühendisleri yapmaktadır.

Bir doktor hata yaparsa bir kişi bir mühendis hata yaparsa binlerce, yüz binlerce kişi etkilenir.

Not:Genelde bayanların tercih ettiği bir bölümdür.

Merve Özlem VURMAZ